Her geçen gün besinlerle ilgili yeni çelişkili söylemler ortaya atılıyor. Yulaf da bunlardan biri. Kimi uzmanlar yulafın zararlı olduğunu söylerken kimileri de sağlığa çok çeşitli faydaları olduğunu söylüyor. Yulafın sağlığa etkilerini bilimsel bir açıyla ele alan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Gizem Çelik, “Yulaf; yüksek kolesterol, diyabet hastaları ve özellikle bel çevresinden incelmek isteyen bireyler için çok etkili bir besindir. Ancak tabii ki her birey eşsizdir. Birine iyi gelen bir besin diğer bir kişiye zarar verebilir. Yulafın bazı kişiler tarafından tüketilmesi sakıncalıdır.” olduğunu belirtirken bireysel olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Yulaf lapa şeklinde, omletlerde, tatlılarda kullanılan, kiminin çok sevdiği kiminin bir türlü tüketemediği bir tahıldır. Yüksek miktarda beta-glukan içeren yulafın sağlık etkileri de bu özelliğinden kaynaklanır. Yulaftaki beta-glukan jel oluşturan bir çözünür liftir. Bu özelliği sayesinde midede uzun süre kalarak tok tutar, böylelikle özellikle diyet yapan bireylere kolaylık sağlar. Ayrıca bu besin, bağırsakta jel oluşturarak besinlerdeki kolesterolün dışkı yoluyla atılmasını sağlar. Böylelikle yüksek kolesterolü olan hastalara yarar sağlar. Öyle ki yulaf ezmesi ABD Gıda ve İlaç Dairesi tarafından tescil edilen ilk kolesterol düşürücü besindir.
Çelik, indeksi düşük olan yulaf, kan şekerini yavaş yükselten kompleks karbonhidratlar sınıfındandır. Bu özellik yulafı, özellikle bel çevresinden incelmek isteyenler, diyabet hastaları ve insülin direncine sahip olanlar için mükemmel bir besin yapar. Tüm bunlara bakıldığında, sağlıklı bireylerin yulaf tüketmesinde hiçbir sakınca yoktur, üstelik yulaf ezmesinin sağlığa pek çok faydası olduğu bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Ancak yüksek lif içeriği bazı kişilerde gaz ve şişkinlik oluşturarak rahatsızlık verebilir. Ayrıca yulaf ‘avenin’ adı verilen bir protein içerir. Bazı kişilerin bu maddeye karşı alerjisi vardır. Bu şekilde duyarlılığı olan kişilerin yulaf tüketmesi zararlıdır. Diye belirtti.
Yulaf, içeriğindeki yüksek çözünür lif sayesinde bağırsaklardaki kısa zincirli yağ asitlerinin ve faydalı bakterilerin sayısını artırır. Bu durum; obezitenin önlenmesinde, insülin direncini azaltmada, bağışıklığı sağlamada ve vücudun genel sağlığında çok önemlidir. Dolayısıyla yulaf, bağırsak için zararlı değil, bağırsak sağlığını artıran bir besindir. Çelik, Ancak yulafın bu özellikleri bazı kişilerde hassasiyet oluşturarak şişkinlik ve gaz problemine yol açabilir. Bu durumu yaşayan kişilerin yulafı tüketmemesi gerektirir dedi.
Yulaf alerjisi olan bireylerin yulaf tüketmesi ciltte, solunum sisteminde ve bağırsaklarda ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Yulaf alerjisinden şüphelenen bireylerin yulafı tüketmemesi gerekir. Genelde ciddi boyutta olmasa da yulaftaki yüksek lif oranı bazı kişilerde gaz ve şişkinliğe yol açar. Yulaf tükettikten sonra bu tür rahatsızlık hisseden bireyler yulaf tüketmemelidir. Bazı gastrit ve reflü hastalarında yulaf lapası midede yanma problemlerine yol açabilir. Genelde küçük porsiyonlarda tüketmek olumsuz etki yaratmasa da kişinin kendini gözlemlemesi gerekir.
Çölyak hastalarının da yulaf tüketip tüketmemesi gerektiği kafa karıştırıcıdır. Yulafın kendi özünde gluten bulunmamaktadır, dolayısıyla çölyak hastalarının tüketimi için uygundur. Ancak ülkemizde yulaf, diğer tahıl ürünleriyle birlikte işlendiğinden glüten bulaşı olur. Bu yüzden çölyak hastası bireylerin mutlaka glütensiz ibaresi bulunan yulaflardan tüketmesi gerekir.
