Acıbadem Maslak Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanları Prof. Dr. Ahmet Alanay ve Doç. Dr. Çağlar Yılgör, Haziran-Skolyoz Farkındalık Ayı kapsamında yaptıkları açıklamada; skolyoz tedavisinde doğru sanılan ve bu nedenle tedavi şansını azaltan 7 yanlış bilgiyi anlattı.
Tüm dünyada yaygın bir sorun olan, çocukların kendi yaşlarındaki başka çocuklara duygusal ve fiziksel şiddet uygulaması olarak tanımlanan akran zorbalığı, bazen de sağlıkla ilgili sorunlarda kendini gösterebiliyor! Çocukların, karşısındaki akranının sağlık sorunundan kah habersiz kah haberdar olup yine de onunla alay etme zor duruma sokmaya yönelik davranışları birçok hastalıkta tedavi imkanını ciddi şekilde olumsuz etkileyebiliyor! O sağlık sorunlarından biri de; Skolyoz!
Günümüzde her 100 çocuktan 3’ünün karşılaştığı, omurganın sağa ya da sola eğrilmesi olarak tanımlanan skolyozda, önemli bir tedavi yöntemi olan korse kullanımına sıcak bakılmamasında akran zorbalığı büyük rol oynuyor! Yapılan araştırmalara göre; düzenli korse kullanımı ameliyat zorunluluğunu yarı yarıya azaltabiliyor ancak gerek korse kullanımındaki sıkıntılar gerekse doğru sanılan bazı yanlış bilgiler tedavi şansını engelleyebiliyor.
DOĞRUSU: Doğru ve düzenli kullanılan skolyoz korsesi tedavide başarı şansını artırıyor! Korse tedavisinin genel olarak büyüme potansiyeli olan çocuklarda uygulandığını, başarı şansının 20 ile 40 derece arasındaki eğriliklerde daha yüksek olduğunu belirten Doç. Dr. Çağlar Yılgör bu sayede ameliyata gidiş zorunluluğunun yüzde 50 gibi ciddi bir oranda azalabildiğini söylüyor. Doç. Dr. Çağlar Yılgör “Skolyoz tedavisinde en eski yöntemlerden biri olan korse tedavisi tam bir iyileşme sağlamasa da çocuğun ameliyata uygun yaşa gelene kadar zaman kazanmasına yardımcı olur. Daha az sıklıkla da olsa, eğriliklerde iyileşme yönünde azalma da görülebilmektedir. Kişiye özel üretilen ve doktorunuz tarafından kontrol edilen korselerle daha iyi sonuçlara ulaşmak mümkün olmaktadır” diyor.
DOĞRUSU: Skolyozun erken teşhis edilmesi ve tedaviye erken başlanması durumunda ameliyat dışı tedavilerle de eğriliklerin kontrol altına alınmasının mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Alanay “Örneğin; düzenli korse kullanımıyla birlikte skolyoza özgü fizik tedavi egzersizleri yapılması nihai bir tedavi yöntemi olabilir. Ayrıca doğru hastaya doğru zamanda yapılan bant ile gerdirme tekniği gibi füzyonsuz omurga cerrahisi yöntemleri son yıllarda giderek yaygınlaşıyor. Bu sayede hareket kısıtlılığı olmadan büyüme devam edebiliyor. Büyümesi tamamlanan gençlerde ise füzyon (sabitleme) yöntemiyle hareket tamamen yok edilmeden tedavi mümkün olabiliyor” diyor.
DOĞRUSU: Başarıyla uygulanan bir korse tedavisinin mükafatının büyük olacağını belirten Doç. Dr. Çağlar Yılgör, “Bu nedenle korsenin en etkili, en rahat hale getirilmesi ve çocuğun kolay kullanabileceği şekilde hazırlanması önemlidir. Yapılan çalışmalar; başarılı olan korselerin kullanım süreleri incelendiğinde, günlük kullanım saati ortalama 6 saat ve altı olanlarda tedavi başarısının yüzde 40’larda kaldığını ve eğrilik ilerlemesinin hiç korse kullanmayanlarla benzerlik gösterdiğini ortaya koymaktadır. Günlük korse kullanım ortalaması 6 ile 13 saate arasında olduğunda başarı ihtimali yüzde 70’lere yükseliyor. Korsenin günde ortalama 19-21 saat kullanımı durumunda ise başarı ihtimali yüzde 90’lara ve üzerine ulaşıyor” diyor.
DOĞRUSU: Düzenli spor yapmanın duruş kaslarını güçlendirdiği ve omurga sağlığı için faydalı olduğu biliniyor; fakat korse takmayan ve skolyoza özgü fizik tedavi egzersizleri yapmayan kişilerde yalnızca düzenli spor yapmanın skolyozun tedavisinde etkili olduğuna dair yeterli kanıt bulunmuyor. Buna karşın; özellikle düzenli ve doğru korse kullanımıyla birlikte yapılan skolyoza özgü fizik tedavi egzersizlerinin yanı sıra düzenli olarak spor yapılmasına yönelik bilimsel veriler de bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Alanay “Büyüme çağında olan 500’ün üzerinde skolyozlu bireyde yapılan güncel bir çalışma, spor yapmamanın eğrilik ilerleme riskini 1.6 kat, tedavinin başarısızlıkla sonuçlanma riskini ise 1.8 kat artırdığını göstermiştir” diye konuşuyor.
DOĞRUSU: Skolyoz tedavisinde kullanılacak korsenin mutlaka hekimin kararına göre alınıp uygulanması gerekiyor. Piyasada ‘skolyoz korsesi’ veya ‘düzeltici korse’ diye bilinen birçok korse bulunuyor ancak hekim kontrolü ve önerisi dışında kullanılan korseler kötü sonuçlar doğurabiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağlar Yılgör korse seçimiyle ilgili kafa karışıklığı yaşanabildiğini belirterek şöyle konuşuyor: “Önemli olan eğriliği en etkin şekilde düzeltebilecek bir korse kullanımıdır. Doktorunuz korse seçiminde eğriliğin şekline ve yerleşme yerine göre karar verecektir. Korsenin tipi önemli olmakla birlikte, çocuk açısından kullanımı rahat olan, görsel olarak elbisenin altından belli olmayan ve çocuğun kolay kabulleneceği bir korse olması da önemlidir.”
DOĞRUSU: Korse kullanımının etkili olabilmesi için en önemli kriterin aile, çocuk, doktor, fizyoterapist ve ortotistin (korsecinin) takım çalışması içinde yer alması olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Çağlar Yılgör “Korse kararı ailenin desteği altında çocuğun katılımıyla verilmelidir. Korse kullanımı çocuk açısından zahmetli, zor, sabır ve emek gerektiren bir yöntem olduğundan çocuğa çok iyi anlatılmalı ve korse kullanımının sağlayacağı faydalardan bahsedilmelidir. Doktor korsenin gerekliliğine ve uygunluğuna karar verdiği taktirde, aile ve çocuk korse fikrini benimsemeli ve ortotist de sanatını ortaya koymalıdır. Korse hazırlandıktan sonra ortotist ve aile doktora gitmeli ve skolyoz merkezinde korse, doktor tarafından denetlenmeli, çekilecek grafi lerle korsenin bası noktalarının uygunluğu ve bası yastıkçıklarının kalınlığı denetlenmelidir. Korse teslim alındıktan sonra da skolyoza özgü fizyoterapi egzersizleri devam ederken fizyoterapist tedavinin seyrini izleyecek ve gerekli durumlarda korse içi egzersizler verecektir” diye konuşuyor.
DOĞRUSU: Skolyoz teşhisi konulmasından itibaren zaman kaybetmeden tedaviye başlanmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Alanay, aksi taktirde omurga eğriliklerinin ilerleyerek sorunun çok daha karışık bir hal alabileceğini söylüyor. Özellikle son yıllarda ülkemizde de teknoloji ve tıptaki hızlı gelişmeler ve hekimlerin tecrübeleri sayesinde 1-1.5 yaşındaki bebeklerde dahi başarılı ameliyat sayesinde tam düzelme sağlanabildiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Alanay “Skolyoz takip ve tedavisinde en sık kullanılan 4 yöntem kontrollü gözlem, skolyoza özgü fizik tedavi egzersizleri, korse ve ameliyat olarak karşımıza çıkmaktadır. Her tedavi her yaşta uygulanabilir. Başarının anahtarı ise aşırı tedavi veya az tedaviden kaçınarak kişiye özgü olarak başlanan, takip verilerine göre her kontrolde düzenlenen ve büyüme boyunca sürdürülen uygun miktarda tedavinin doktor, fizyoterapist ve ortotist işbirliğiyle uygulanmasıdır” diyor.