Sirkadiyen ritim; dünyanın kendi ekseni etrafındaki 24 saatlik dönüşünün insanda bıraktığı fizyolojik, biyokimyasal ve davranışsal etkidir. ‘Biyolojik saat’ olarak da bilinen sirkadiyen ritme uygun yaşamak sağlığı korumak için çok önemlidir. “Batılı yaşam tarzı vücut ritmimizi bozuyor ve böylelikle kronik hastalıklar ve ruhsal sorunlar yaygınlaşıyor” diyen Avrasya Hastanesi Genel Cerrahi Diyetisyeni Gizem Çelik, sirkadiyen ritme uygun beslenmeme sonucunda fazla kilo ve obezite riskinin arttığını da belirtiyor.
Biyolojik saat olarak da bilinen sirkadiyen ritim, vücudun bir günlük (24 saatlik) döngüsüdür. İnsanın bir gün boyunca tekrar eden biyolojik, fizyolojik ve davranışsal ritimleridir. Bu ritim, insanın sağlıklı bir şekilde yaşaması için yol göstericidir ve vücutta hipotalamustaki merkezi saat olan ‘suprakiazmik çekirdek’ tarafından kontrol edilir. Sirkadiyen ritme bağlı kalınması; yani uyku, hareket ve beslenme zamanlarının bu ritme uygun olması ruhsal ve fiziksel hastalıkları, kilo sorunlarını engeller ve yaşam kalitesini artırır.
Sirkadiyen ritim; ışık, uyku, beslenme, çalışma saatleri ve koşulları, hormonlar, sıcaklık, yaş, cinsiyet, kişinin sahip olduğu hastalıklar gibi faktörlerden veya alınan ilaçlardan etkilenir. Vücudun yanlış bir ritmi takip etmesi sonucunda hormonel dengesizlik, psikolojik bozukluklar, uyku bozukları, kanser ve diyabet gibi kronik hastalıklar meydana gelir. Yapılan çalışmalarda vücudun ritminin dışına çıkıldığında özellikle de kilo alımı ve obezite riskinin arttığı saptanmıştır. Örneğin vardiyalı sistemde çalışan insanların kilo almaya daha yatkın olduğu bulunmuştur. Tüm bu sonuçlar değerlendirildiğinde gerek sağlığı korumak gerekse ideal kiloya sahip olmak için biyolojik saate uygun bir şekilde yaşamaya odaklanılmalıdır. Fakat ne yazık ki batılı yaşam tarzı, gün içinde hareketsiz kalınması, akşam vakitleri hareket düzeyinin artması ve yüksek kalorili beslenme vücudun biyolojik ritmini bozmakta ve bu sebeple obezite, diyabet, kanser gibi hastalıklar yaygınlaşmaktadır.
İnsanda sirkadiyen ritmi en çok etkileyen faktör uyku kalitesidir. Uyku kalitesini ise daha çok melatonin hormonu belirler. Bu hormon karanlıkta salgılanır ve vücudu rahatlatarak uykuya hazırlar. Bu yüzden kaliteli bir uyku için tam karanlık bir ortamda uyunmalıdır. Aksi takdirde yeterince dinlenme olmaz ve biyolojik ritim bozulur.
Melatonin hormonu akşam 21:00-22:00 arasında salgılanmaya başlar, gece 02:00-03:00 arasında en üst düzeye ulaşır ve güneşin doğmasıyla birlikte saat 07:00-08:00 arasında son bulur. Özellikle saat 22:00-05:30 arasında tam karanlık bir ortamda derin uykuda olmak biyolojik ritmi korumak için çok önemlidir. Ayrıca telefon gibi elektronik cihazlardan yayılan mavi ışık da hormon dengesini bozar. Uyumadan iki saat önce elektronik cihazlardan uzak durulması sağlığı korumak için atılabilecek etkili bir adımdır.
Vücudun uykuya geçmesi gereken gece saatlerinde uyanık olunduğunda açlık hormonu olarak bilinen ghrelin hormonu salınımı artar ve böylelikle kişinin iştahı artar, yüksek kalorili yiyeceklere yönelir. Bu sebeple ideal kiloya ulaşmak için gece saatlerinde uyuyor olmak gerekir.