Safra kanalı kanseri olarak da bilinen ‘kolanjiokarsinom’ her yaşta ortaya çıkabilse de, çoğunlukla 50 yaş üzeri kadın ve erkeklerde görülüyor. Nadir bir kanser türü olarak bilinen safra kanalı kanserinde erken tanı ve doğru tedavi planlaması hayat kurtarıyor. Hastaların, tedavi süreci başlamadan karaciğer cerrahisi konusunda tecrübeli olan genel cerrahi, gastroenteroloji, radyoloji ve onkoloji hekimlerinin yer aldığı, multidispliner yaklaşımla hareket eden bir konsey tarafından değerlendirilmesi tedavi başarısını artırıyor. Memorial Kayseri Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Türkmen Bahadır Arıkan, safra kanalı kanseri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Safra kanalı, karaciğer tarafından üretilen safrayı onikiparmak bağırsağına taşıyan kanallardır. Safra, yiyeceklerdeki yağları mekanik olarak parçalayarak sindirmemize yardımcı olur. Safra yolu kanseri ise kanserin safra kanallarının hangi bölümünde ortaya çıktığına göre farklı türlere ayrılmaktadır. Tedavisi ise türüne göre değişmektedir.
Küçük safra yollarından kaynaklı tümörler (periferik kolanjıokarsinom lar) karaciğerde kitle olarak belirti verirken, ana safra yollarından kaynaklı tümörlerde ise sarılık ön plandadır.
Kalıcı yorgunluk, kilo kaybı, karın ağrısı, sarılık veya diğer belirtiler varsa vakit kaybetmeden bir uzman hekime başvurulması gerekir.
Safra kesesi kanseri riskini artırabilecek faktörler şöyle sıralanabilir:
Safra yolu kanseri riskinizi azaltmak için sigara bırakılmalıdır. Sigara içmek, artan kolanjiokarsinom riski ile bağlantılıdır. Karaciğer yetmezliği (siroz) riskinizi azaltmak için, alkol bırakılmalı, kilo kontrolü sağlanarak karaciğer yağlanmasından korunulmalıdır.
Safra kanseri şüphesi olan hastaların bir karaciğer cerrahına başvurması gerekir. Erken tanı ve tedavi, biliyer kanserde iyileştirmenin anahtarıdır. Safra yolu kanseri tedavisi genellikle karaciğerin tümörlü kısmın çıkartılmasını içerdiğinden, safra yolu kanseri tedavisi karaciğer cerrahının uzmanlık alanına girmektedir. Safra kanalı kanseri; kan çalışması, görüntüleme ve bazen karaciğer biyopsisi kombinasyonu kullanılarak teşhis edilmeli, tedavi planı formüle edilmelidir. Tümör boyutu, yeri, ana damar yapılarına yakınlığı, safra kanalının tıkanması, karaciğer fonksiyonu ve diğer organlara yayılımın varlığı eylemin seyrini belirler. Safra yolu kanserinde altın standart tedavi mümkünse cerrahi rezeksiyondur. Karaciğer/safra kanalı rezeksiyonu safra yolu kanserinde kür sağlamanın tek umududur. Sistemik kemoterapinin bugüne kadar bile safra kanalı kanserine karşı zayıf bir yanıtı vardır. Cerrahi karaciğer rezeksiyonu öncesinde sarılığı gidermek için bazen safra yollarına kateter yerleştirilmesi gerekir. Bu işlem, gastroenterolog veya girişimsel radyolog tarafından sağlanabilir. Tümörlü kısmın çıkarılmasından sonra kalan karaciğer hacmi yetmeyebilir, bu durumda kalacak karaciğeri ameliyattan önce büyütmek için, karaciğer içindeki damarın tıkanma işlemi (portal ven embolizasyonu ) gerekebilir. Deneyimli bir karaciğer cerrahı, özellikle karaciğer hacminin % 70’ine varan oranda karaciğer rezeksiyonu gerektiren hastalarda, ameliyat sonrası karaciğer yetmezliğini önlemek için doğru bir tedavi planı geliştirir. Bu operasyon sırasında bölgesel lenf bezleri de çıkarılır. Çoğu hasta, en iyi uzun vadeli genel sağ kalımı elde etmek için postoperatif kemoterapiye ihtiyaç duyar. Biliyer kanser, tam cerrahi rezeksiyon ( çıkarma işlemi) ve postoperatif kemoterapi kombinasyonu ile iyileştirilebilir.