Vücutta sindirim enzimleri ve insülin gibi hayati önem taşıyan hormonların salgılanmasını sağlayan pankreasta görülen hastalıklar yaşamı tehdit edebiliyor. Pankreas hastalıkları sonrası gelişen komplikasyona bağlı olarak veya kalıcı hasar sonrası fonksiyon bozuklukları ile ilişkili ölümcül sorunlar gelişebiliyor. Pankreatit, pankreas kanseri, pankreas kistleri bu hastalıklar arasında yer alıyor. Pankreas hastalıklarının görüntülenmesi ve biyopsi alınmasında kullanılan Endoskopik Ultrasonografi (EUS) yöntemi ile karın içi organlar daha net değerlendirilebilirken, tespit edilen lezyonlardan örnek alınması da sağlanabiliyor. Memorial Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Kadir Öztürk, pankreas hastalıkları ve EUS yöntemi ile ilgili bilgi verdi.
Gıdaların emilimi için sindirim enzimi salınımı sağlayan ve endokrin fonksiyona sahip bir salgı organı olan pankreasta, zaman zaman bazı hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Bu hastalıklar arasında akut ve kronik panktreatit olarak bilinen pankreas iltihabı, pankreas kistleri ve pankreas kanseri bulunmaktadır.
Pankreasta görülen hastalıkların nedenleri farklılık göstermektedir. Akut pankreas iltihabının en önemli nedeni safra kesesi taşları olurken, alkol kullanımı da ikinci nedeni aynı zamanda kronik panktreatitin de birinci sebebini oluşturur. İlaçlar, travma, ERCP sonrası, enfeksiyonlar ve otoimmün nedenler diğer sebepler arasında yer alır. Pankreas kanseri için en önemli risk faktörleri ise; sigara, obezite, diyabet, kronik pankreatit ve net olmasa da genetik geçiştir.
Akut pankreatit de en önemli bulgu ani başlayan şiddetli sırta vuran, karnı kuşak tarzında saran ve yemekle artış gösteren karın ağrısıdır. Amilaz ve lipaz değerleri de en az 2 kat artış görülür. Kronik pankreatitin başlangıç döneminde en önemli bulgu yağlı, kötü kokulu ve yumuşak dışkılamadır. İleri vakalarda şiddetli tekrarlayan karın ağrıları görülür. Bu hastalarda ayrıca safra yolunda daralmaya bağlı olarak sarılık görülebilmektedir. Pankreas kanseri çoğunlukla pankreasın baş bölgesinde yani safra kanalına yakın bölgelerde görüldüğü için, en sık bulgusu ağrısız sarılık ve sırta vuran karın ağrısı olmaktadır.
Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte pankreas hastalıklarının görüntülenmesi ve örnek alınmasında Endoskopik Ultrasonografi (EUS) yöntemi kullanılabilmektedir. Endoskopinin ucuna takılan kamera ve ultrasound cihazı ile sindirim sistemi ve çevresinin incelenmesini sağlayan bir görüntüleme yöntemi olan EUS, karın içi organların daha net değerlendirilmesini sağlar. Bu yöntem kas dokusu, yağ dokusu ve derinin neden olduğu ses dalgalarındaki geçiş zorluğunu engelleyerek görüntü kalitesini arttırıp, tespit edilen lezyonlardan örnek alınmasına da izin vermektedir. EUS pankreasta en sık yer kaplayan lezyonların ayrımında kullanılmaktadır. Özellikle ultrason, tomografi ve MR gibi görüntüleme yöntemleri ile tespit edilemeyen küçük veya net ayırımı yapılamayan lezyonlar için uygulanır. EUS, pankreasta tespit edilen lezyondan işlem esnasında doku örneği alınmasına da olanak sağlamaktadır. BT veya MR ile saptanamayan nöroendokrin tümörlerin görüntülenmesinde de altın standart olarak kullanılan bir yöntemdir. Ayrıca kronik pankraitit şüphesi olan hastalarda pankreas dokusundaki değişikliklerin ve pankreas kanalında oluşabilecek taş ve genişleme gibi bozuklukların değerlendirilmesini de sağlar.
EUS YÖNTEMİNİN SAĞLADIĞI AVANTAJLAR
Genel anestezi altında ağız ya da anal yoldan yapılabilen EUS işleminin diğer görüntüleme yöntemlerine göre sağladığı avantajlar şu şekilde sıralanabilir:
-EUS standart karın ultrasonogrofiye göre lezyonlar ile ilgili daha net ve kesin bilgi verir ve lezyonların daha yakından değerlendirilmesini sağlar.
-Karın ultrasonografisinde görülen bağırsak içerisindeki gaza bağlı sınırlı değerlendirme ve karın duvarındaki kas ve yağ tabakasının neden olduğu görüntü kalitesindeki azalma EUS yönteminde görülmez.
– İşlem esnasında şüpheli lezyonlardan biyopsi alınmasını sağlar.
– EUS işlemi ile yapılan biyopsiler kanama gibi komplikasyonların gelişimi açısından daha güvenlidir
– Tomografi ve MR gibi radyolojik işlemlerin neden olabileceği radyasyon riskinden ve kontrast maddeye bağlı oluşabilecek böbrek hasarından korunmayı sağlar.