1 Aralık Dünya AIDS Farkındalık Günü kapsamında, HIV ve AIDS hakkında doğru bilgilerin yaygınlaştırılmasının önemine dikkat çeken Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, özellikle gençlerin doğru bilgi sahibi olmalarının enfeksiyonun yayılmasını önlemede kritik bir role sahip olduğunu söyledi.
Doğru bilginin riskli davranışları ve yanlış inanışları azaltacağını vurgulayan Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Gençlerin AIDS hakkındaki farkındalığını artırmak için eğitim programları, televizyon, radyo ve sosyal medyada doğru bilgilerin yaygınlaştırılması, açık ve dürüst iletişim gibi yöntemler kullanılabilir,” dedi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, 1 Aralık Dünya AIDS Farkındalık Günü kapsamında, gençlerin HIV ve AIDS hakkında doğru bilgi sahibi olmalarının önemi hakkında açıklamalarda bulundu.
Gençlerin HIV ve AIDS hakkında doğru bilgi sahibi olmalarının, enfeksiyonun yayılmasını önlemede kritik bir role sahip olduğuna vurgu yapan Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Çünkü doğru bilgi riskli davranışları azaltır. Gençler, bulaşma yollarını bilerek korunma yöntemlerini daha etkin kullanabilirler,” dedi.
Doğru bilgilerin HIV pozitif kişilere yönelik yanlış inançları azaltarak, onların sağlık hizmetlerine ulaşmalarını kolaylaştırdığını ifade eden Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Bilgili gençler, çevrelerini de bilinçlendirerek daha geniş bir kitleye ulaşabilirler.
Gözlemlerime dayanarak, gençlerin HIV ve AIDS hakkında genel bir bilgiye sahip olduklarını söyleyebiliriz. Ancak, bu bilginin her zaman doğru ve güncel olmadığını da belirtmek gerekir. Özellikle sosyal medya ve yanlış bilgilerin yaygınlaşması, gençlerin doğru kaynaklara ulaşmasını zorlaştırabilir,” açıklamasını yaptı.
AIDS ile ilgili gençler arasında yaygın olan mitler ve yanlış bilgilere değinen Dr. Dilek Leyla Mamçu, “HIV’in sadece belirli gruplarda görüldüğü düşünülüyor. Oysa HIV, herkesi etkileyebilen bir virüstür.“HIV’in sadece cinsel yolla bulaştığı bilgisi de yanlış. HIV, kan ve kan ürünleri yoluyla, anneden bebeğe ve bazı durumlarda ortak iğne kullanımıyla da bulaşabilir.
HIV’in belirtileri olduğu için kolayca anlaşılabileceği düşünülüyor. HIV’in ilk evrelerinde belirti vermemesi veya grip benzeri hafif belirtiler göstermesi, teşhisi geciktirebilir. HIV’in ölümcül bir hastalık değildir. Günümüzde HIV, etkili ilaçlarla kontrol altına alınabilen kronik bir hastalık haline gelmiştir. HIV bir hastalık değil AIDS’e yol açabilen virüsün adıdır. HIV pozitifler, doğru ve düzenli tedavi ile sağlıklı bir ömür yaşarlar.
HIV pozitif erkek veya kadınlar bebek sahibi olabilir. HIV taşıyıcılığını kronik bir tıbbi durum seviyesine indirgeyen ilaçların bulunduğu 1996’dan beri, HIV pozitif çiftler çok basit önlemlerle HIV negatif bebek sahibi olabilirler. HIV’in günahkarlar için bir ceza olduğu inanışına sahip olunabilir. HIV sadece bir virüstür ve vücuda girerken kişinin dinine, mesleğine, cinsiyetine, eğitim düzeyine bakmaz,” dedi.
HIV hakkında yayılan yanlış bilgilerden birinin de iki HIV pozitif kişinin korunmalarına gerek olmadan birlikte olabileceği düşüncesi olduğunu dile getiren Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Bu bilgi eksiktir. Şöyle ki; eğer kişiler düzenli HIV ilaç tedavisi görüyorlarsa, vücutlarındaki virüs belirlenemeyen seviyeye baskılandıysa ve bu seviye korunuyorsa kondom kullanmalarına gerek yoktur.
Ancak henüz ilaç tedavisi görmüyorlarsa veya tedaviye rağmen henüz belirlenemeyen seviyede değillerse, her ikisi de tedavi başarısızlığına uğramamak için daha sıkı korunmalıdır. Çünkü virüsün farklı tipleri vardır ve farklı virüs tipleri arasındaki transferden kaynaklı çapraz direnç gelişebilir.” uyarısında bulundu.
Gençlerin HIV ve AIDS hakkındaki farkındalığını artırmak için kullanılabilecek etkili yöntemler olduğunu belirten Dr. Dilek Leyla Mamçu, şunları söyledi:
“Bu konuda eğitim programları büyük önem taşır. Okullarda, gençlik merkezlerinde ve sosyal medya platformlarında düzenli olarak HIV ve AIDS eğitimleri verilmeli. Gençlerin sorularını çekinmeden sorabilecekleri, açık ve dürüst iletişim kurulabilen güvenli ortamlar oluşturulmalı.
HIV pozitif olanların hikayelerinin paylaşılması, gençlere ilham verebilir ve yanlış anlamaları düzeltebilir. Televizyon, radyo ve sosyal medya gibi platformlarda doğru bilgilerin yaygınlaştırılması da önemli bir nokta. Toplum tabanlı örgütler güçlendirilmeli. Bu örgütler, gençlere ulaşmada ve onları desteklemede önemli bir role sahiptir.”
Gençlerin HIV testi yaptırma eğilimlerinin ülkeye, kültüre ve sosyal çevreye göre farklılık gösterdiğini dile getiren Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Genel olarak, gençlerin HIV testi yaptırma konusunda çekinceleri olabiliyor. Test sonucunun pozitif çıkması halinde toplum tarafından dışlanma korkusu yaşayabiliyorlar.
Testin nasıl yapıldığı, sonuçların ne anlama geldiği gibi konularda yetersiz bilgi sahibi olabiliyorlar. Test merkezlerine ulaşımın zor olması veya testin ücretli olması da test yaptırma konusunda engel oluşturabiliyor. Gençlerin HIV testi yaptırma oranlarını artırmak için testlerin kolaylaştırılması, gizlilik ve güvenliğin sağlanması, danışmanlık hizmetlerinin sunulması gibi uygulamalara gidilebilir. Bu sayede gençler sorularına cevap bulabilir ve destek alabilirler, böylece çekinceleri de azalabilir,” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)