Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

Futbolda sözlü şiddet son 50 yılda fiziksel şiddet boyutuna ulaştı

Özellikle sporda şiddetin kulüp maçlarında olduğuna dikkati çeken psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, bazı insanların kendilerini ifade etme şekillerinin şiddet olarak ortaya çıktığını söyledi. Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, “Özellikle futbol maçlarında 50 sene önce de küfür edilirdi, fakat son yıllarda olay fiziksel şiddet boyutuna ulaştı” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Hüsnü Erkmen: “Öfke problemi ciddi bir ruhsal rahatsızlıktır. Kişi kontrolünü kaybederek kendini durduramaz. Şiddet şu an ülkemizde çok yaygın” dedi. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, sporda şiddet konusunu değerlendirdi.

“Özellikle sporda şiddet kulüp maçlarında oluyor. Bazı insanların kendilerini ifade etme şekilleri şiddet olarak ortaya çıkıyor” diyen Prof. Dr. Erkmen, özellikle kendini geliştirmemiş insanların sorunu konuşarak değil şiddetle çözmeye meyilli olduklarını söyledi.  Prof. Dr. Erkmen, “Daha genel bir ifade kullanacak olursak gelişmiş ülkelerde şiddet kullanım oranı düşüktür, o ülkelerde en fazla ses yükselmesi olarak karşımıza çıkar şiddet” dedi.

SÖZLÜ ŞİDDETLE FİZİKSEL ŞİDDET ARASINDA TEMELDE BİR FARK YOK

Sözlü şiddetle fiziksel şiddet arasında temelde bir fark olmadığını kaydeden Prof. Dr. Erkmen, “Fiziksel şiddete maruz kalan fiziksel olarak yaralanırken sözlü şiddete maruz kalan duygusal olarak yaralanır. Her iki şiddette de yaralanma söz konusudur. Özellikle futbol maçlarında 50 sene önce de küfür edilirdi, fakat son yıllarda olay fiziksel şiddet boyutuna ulaştı. Bazı insanlarda öfke kontrol sorunu var. Öfke problemi ciddi bir ruhsal rahatsızlıktır. Kişi kontrolünü kaybederek kendini durduramaz ve şiddet şu an ülkemizde çok yaygın” diye konuştu.

ÖFKE KONTROLÜ KAPSAMINDA KOLLEKTİF VE BİREYSEL ALINABİLECEK ÖNLEMLER

Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, öfke kontrolü kapsamında alınabilecek önlemlere de işaret ederek, şöyle devam etti:

“Kollektif olarak eğitimde şiddetin olumsuz yönlerine ağırlıklı olarak değinilebilir. Bireysel olarak ise psikoterapilerle tedavi edilebilir. Birey öfkenin kendisine zarar verdiğini sosyal hayatın bir noktasında anlar. Trafikte yaşadığı aşırı öfke, iş yerinde yaşadığı sinir, aile içinde yaşanan yüksek tartışmalar bireyi olumsuz yönde etkiler. Birey günlük hayatının içerisinde öfkesinin yol açtığı olumsuzluk durumlarıyla karşı karşıya kaldıkça öfkesini kontrol altında tutmak isteyecektir. Bu sebeple bireysel terapiye başvurulabilir.”

ÖFKE KONTROLÜNÜN TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

Öfke kontrolünün tedavi yönteminin temelde psikoterapi olduğunu kaydeden Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, “Öfke yönetimine dair terapiler yapılır. Diğer bir tedavi yöntemi ilaç tedavisidir. Hekim kontrolünde kullanılan ilaçlar öfke kontrolü konusunda bireye destek sağlar.” dedi.

Şiddet eğiliminin kalıtsak olmadığına da işaret eden Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, “Çevre faktörü ile gelişir bireye çocukluktan itibaren yerleşmeye başlar, zamanla doğru olduğu izlenimini oluşturur. Yaşanan her şiddet olayı, şiddeti kişi de normalleştirir.” şeklinde konuştu.

ADRENALİN PATLAMASI YAŞANAN ANLARDA OLAYI HATIRLAMAK ZOR OLABİLİR

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, yaşanan çok ani sinirlenme ve duygu durumlarında şuursuzluk, olayı hatırlamama durumu yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin de “Adrenalin patlaması yaşanan anlarda olayı hatırlamak zor olabilir” dedi.

Ani duygu durumlarında yaşanan olayı hatırlamama durumunun psikiyatride bir tanımı olup olmadığına ilişkin de Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, “Şuursuzluk halinin özel bir tanımı ya da bir hastalığın belirtisi olma durumu yoktur. Herkes bu şuursuzluk durumunu yaşayabilir” diye bilgi verdi. Gençlerin izledikleri ve dinledikleri medya içeriklerinden etkilendiklerini de kaydeden Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, “Bu durum onların şiddete özenmesine neden oluyor. Şiddet sonradan öğrenilir, gençler de kendi aralarında bu durumu normalleştiriyorlar” şeklinde sözlerini tamamladı. (HABER MERKEZİ)