Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Bölümünden Uzm. Dr. Şirin Aydın Deniz, çiftlerin istedikleri zaman istedikleri sayıda çocuk sahibi olmaları anlamına gelen doğum kontrolünde en önemli konunun hangi doğum kontrol yönteminin kullanılacağına karar verilmesi olduğunu söyledi.
Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Bölümünden Uzman Doktor Şirin Aydın Deniz, doğum kontrol yöntemine karar verilirken yöntemin etkinliği, çiftler tarafından uygulanabilirliği, maliyeti, ulaşılabilirliği, kişinin adet döngüsünün düzeni, kanama miktarı, miyom ya da ek hastalık varlığı, partner sayısı gibi detayların önemli olduğunu belirterek, yöntemlerle ilgili bilgiler verdi.
Doğum kontrol yöntemlerinin geleneksel ve medikal olarak ikiye ayrıldığını ifade eden Dr. Deniz, “Geleneksel yöntemler geri çekme, takvim takibi ve vajinal duş olmak üzere üç çeşittir. Geri çekme toplumumuzda çok sık kullanılan bir doğum kontrol yöntemidir ancak güvenilir bir yöntem değildir.
Takvim yöntemi ise daha çok 28 günde bir düzenli adet gören kadınların kullanabileceği bir yöntemdir. Adetin 14. gününde yumurtlama olduğunu varsayarsak bu dönemlerde birliktelikten uzak kalarak korunma sağlanabilir. Ancak yine çok güvenilir bir yöntem değildir. Çünkü her kadın her adet döngüsünde düzenli ve günü gününe adet görmez.
Daha erken ya da bir sebeple daha geç yumurtlama olduğu takdirde bu döngü gebelikle sonuçlanabilir. Geleneksel yöntemlerin koruyuculuğu ortalama yüzde 75’tir. Yüzde 25 civarında gebelikle sonuçlanabileceğinden hekimler arasında çok fazla önerilen yöntemler değillerdir” dedi.
Dr. Şirin Aydın Deniz, doğum kontrol haplarının en sık önerilen medikal yöntem olduğunun altını çizerek şunları söyledi: Doğum kontrol hapları üç çeşittir. Birincisi sadece progesteron içeren, emzirme döneminde de kullanılabilen ilaçlardır. İkincisi klasik östrojen ve progesteron içeren, koruyuculuğu yüzde 99 civarında olan ve daha çok tercih edilen haplardır.
Üçüncüsü ise acil kontrasepsiyonda kullanılan haplardır ancak yine güvenilir bir korunma yöntemi değildir. Toplumda çok fazla kullanılan bir diğer medikal korunma yöntemi ise spirallerdir. Spiraller (rahim içi araçlar) bakırlı ve hormonlu olmak üzere iki çeşittir. Bakırlı olanların koruyuculuğu 10 yıldır. Hormonlu olanlar ise 5 yıla kadar hormonal açıdan, 8 yıla kadar da doğum kontrolü açısından koruma sağlar. Spiraller ve doğum kontrol hapları kadar güvenilir ve koruyuculuğu yüksek olan bir başka doğum kontrolü yöntemi ise cilt altı implantıdır.
Cilt altı implantı, bir kibrit çöpü büyüklüğünde olan, kolun iç yüzüne uygulanan, progesteron içeren ve emzirme döneminde de kullanılabilen bir doğum kontrol yöntemidir. Ülkemizde çok sık kullanılmamasına rağmen son dönemde popülaritesi giderek artmaktadır. Dördüncü yöntem ise aylık ve 3 aylık iğnelerdir. Bu iğnelerin yan etkileri anormal kanama ya da hiç adet görmeme şeklinde olabilir.
Bir başka yöntem olan bariyer yönteminin kadınlar için diyafram veya servikal başlık, erkekler için ise prezervatif olduğunu belirten Deniz, prezervatiflerin sadece bir doğum kontrol yöntemi olarak değil, ayrıca kadınları cinsel yolla bulaşan hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı korumak için de diğer doğum kontrol yöntemleriyle birlikte kullanılması gerektiğini vurguladı.
Doğum kontrolünün cerrahi yöntemlerinden de bahseden Doktor Şirin Aydın Deniz, daha çok fertilitesini tamamlamış ve tekrar çocuk sahibi olmayı düşünmeyen çiftler için tubal ligasyon yani tüplerin bağlanması veya erkekler için vazektomi yani sperm kanallarının bağlanması yöntemini önerildiğini, hiçbir doğum kontrol yönteminin yüzde yüz koruyucu ve mükemmel olmadığını belirterek, kullanılacak yönteme karar vermek için mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanı görüşünün alınması gerektiğini vurguladı. (İHA)