Yüzyılın sıcaklarını yaşadığımız bu günler 7’den 77’ye her yaş grubundaki kişileri ciddi şekilde etkiliyor. Bu etkiyi azaltmak için ortamları fazla soğutmanın da sağlığı olumsuz etkilediğine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman, özellikle çok sıcaktan soğuk ortama girmek ya da tam tersi gibi ani ısı değişikliklerinin özellikle KOAH, astım gibi akciğer sorunu olan hastaları daha fazla etkilediğine işaret etti. Bu nedenle ortamın 20 derecenin altında soğutulmaması gerektiğini söyledi.
Sıcak ve nemli hava genel sağlığımızı olumsuz etkilemekle birlikte bundan kurtulmak için geliştirdiğimiz çözümlere de dikkat etmek gerekiyor. Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman, 6 derecenin üzerindeki ani ısı değişimlerinin solunum sistemi ve bağışıklık sistemini baskıladığını söyledi. Fizyoloji gereği ani ısı değişikliklerinin herkesi etkilemekle birlikte özellikle KOAH, astım gibi kronik akciğer hastalıklarına sahip kişilerin bu durumdan daha fazla etkilendiğini belirten Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman, “Bu ani ısı değişimleri cildi kurutmaktan kas ağrılarına, sinüzitten astım ataklarına kadar pek çok soruna davetiye çıkarır” dedi.
Sıcak havadan klimalı bir ortama girildiğinde vücudun bu değişime kendini adapte etmek zorunda kaldığı için strese girdiğini anlatan Dr. Öğ. Ü. Akduman, “Bu farklılık nedeniyle bağışıklık sistemimiz birebir etkilenir ve ani hava değişimleri sonrasında hastalıklar artar. Viral enfeksiyonlar daha fazla görülür. Astım, sinüzit sorunları olanlarda ise akut ataklara neden olur. Aynı zamanda araç içinde de özellikle uzun yolculuklarda da dikkat edilmeli. 16-17 derece ile seyahat edip döndüğünde hasta olan vakalarla karşılaşıyoruz. Bu nedenle özellikle altta yatan kronik hastalığı olan kişilerin atak ve enfeksiyonlara karşı çok düşük sıcaklıktaki ortamlarda bulunmamalı.”
Isının yavaş yavaş değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Öğr. Ü. Akduman, sözlerine şöyle devam etti: “Gerek alışveriş merkezi, hastane gibi ortak kullanılan alanlarını gerekse işyeri ve evleri soğuturken buna dikkat edilmesi gerekir. Ayrıca uzun süre klimalı ortamlarda çalıştıktan sonra sıcak ortama geçildiğinde sıcağa tahammülsüzlük ortaya çıkar. Beraberinde halsizlik, bitkinlik, baş dönmesi, yorgunluk, nefes almada güçlük yaşanabilir.
Sıcaklıkla beraber artan nemlerle ev akarları, küf mantarlarının da çok hızlı ürediğini hatırlatan Dr. Öğr. Ü. Akduman, “Özellikle küf mantarı solunum yolu alerjisi olan hastalarda da şikayetleri artırır, alerjiye bağlı olarak astım kontrolleri bozulabilir. İyi havalandırılmayan klimalı ortamlarda bir de alerjenlerin bulunması, yüksek nemli bir ortama girilmesi sonucunda öksürük başlayabilir, nefes darlığı, burun akıntısı, geniz akıntısına bağlı göz yaşarması gibi şikayetler yaşanabilir. Kurtarıcı ilaç dediğimiz kısa etkili ilaç kullanımında ihtiyacı olabilir. Dolayısıyla nefes darlığı, öksürüğü, balgamında artış olan hastaların özellikle dikkat etmesi gerekir.”
Özellikle astım ve KOAH hastalarında yaşanabilecek her atağın hastalığın seyrini olumsuz yönde etkileyeceğinin altını çizen Dr. Öğr. Ü. Akduman, “Aslında KOAH’ta her atak bir miktar akciğer kaybının, akciğer fonksiyonlarının zayıflamasına sebep olur. Aynı zamanda her astım ya da KOAH atağı bir sonraki atağın habercisi olur. Bu nedenle bizim için en önemli konu atakların sıklığının azaltılmasıdır. Aşılar, alerjenlerden korunma gibi önlemlerin temel amacı da budur” diye konuştu.
Yaşanabilecek tüm bu olumsuzluklara karşı alınması gereken önlemlerle ilgili Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman şu önerilerde bulundu: “Öncelikle aşırı sıcakta da saat 10;00-15;00 arasında kesinlikle dışarı çıkmamalılar. Normalin üstündeki sıcaklarda ilaçlarını düzenli kullanmaya özen göstermeli, sıvı alımına dikkat etmeli, aşırı soğutulmuş yerlerden de uzak durulmalı. Klimalı bir ortamdan dışarı çıkılması gerekiyorsa klima önceden kapatılarak dışarıdaki ısıya uyum sağlanmalı. Dışarıdan gelindiğinde de hemen klima açılmamalı. Tüm bunlara rağmen atak geçiriliyorsa da kurtarıcı ilaçlar kullanılmalı. Kurtarıcı ilaçlarına haftada ikiden fazla ihtiyaç duyan ve öksürük atakları, nefes darlığı atakları dinmezse mutlaka hekimine başvurulmalı.”
(HABER MERKEZİ)