Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Aile danışmanı / Enerji Terapisti: Sinem Öncel
Duyguların bedene yansıması ve bedenin tepkileri

Bedenimiz bu dünyada bizi görünür kılan insanın insan olarak görünme aracıdır. Yalnız insan sadece bedenden ibaret değildir. Beden, ruhsal ve zihinsel bir bütündür ve ancak bu bütünü algılayabilirsek yaşamdan bahsedebiliriz.

Bedenimizin, ruh ve zihin arasındaki bağlantıyı gösteren en önemli unsurlardan biri olduğunu unutmamalıyız. Her düşünce, her duygu, her travma bir şekilde bedenimize yansır.

Ancak bu yansıma bazen öyle gizli olur ki, fark etmemiz uzun bir zaman alır. İster kaygı, ister öfke, ister korku olsun, tüm bu duygular bir süre sonra fiziksel rahatsızlıklara, hastalıklara dönüşebilir. Bu yazıda, bedenin zihinsel ve duygusal durumları nasıl ‘hatırladığını’ ve bu durumu nasıl iyileştirebileceğimizi  inceleyeceğiz.

Bedenin Zihni: Her Organın Kendi Hafızası

Bedenimizdeki her organın, her bölgenin bir zihni olduğu söylenebilir. Örneğin, karın bölgesindeki sıkışıklık veya ağrı genellikle duygusal bir yükün, kaygının, endişenin bedendeki ifadesidir.

Kalp, sevgi ve korku gibi duygusal durumları temsil ederken; ciğerler, yaşam korkusunu, depresyonu ve yas sürecini anlatabilir. Modern tıbbın da kabul ettiği bir gerçek var ki; duygular ve bedensel hastalıklar birbirinden ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır.

Herhangi bir stres ya da sıkıntı, başlangıçta daha hafif bir şekilde hissedilebilir. Bir gerginlik ya da kasılma olabilir. Ancak, bu duygusal yoğunluklar zamanla daha karmaşık hale gelir, ve bardağın son taşımıyla bedende birikerek daha belirgin ve daha derin ağrılara, hastalıklara dönüşebilir.

Fiziksel semptomların birçoğu, aslında duygusal birikimlerin dışa vurumudur. Örneğin, baş ağrısı, mide ağrıları, sırt ağrıları gibi durumlar ve birçok rahatsızlık çoğu zaman bilinçaltında bastırılmış duyguların bir sonucudur.

Duyguların Bedene Yansıması

Bir duyguyu uzun süre bastırmak, duygusal birikime yol açar. Bu biriken duygular ise fiziksel bedende farklı şekilde kendini gösterir. Örneğin, uzun süre stres altında kalmak, vücudun bağışıklık sistemini zayıflatabilir.

Çalışmalar, aşırı stresin bağışıklık sistemine, sindirim sistemine ve hatta cilt sağlığına dahi zarar verdiğini ortaya koymuştur. Stres altındaki bir kişi daha sık hastalanabilir, sindirim sorunları yaşayabilir ya da ciltte egzama, sivilce gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Bunun nedeni, bedenin bu duygusal yükleri fiziksel olarak dışa vurmasıdır.

Bir başka örnek ise sırt ağrılarıdır. Sırt, hayatın yükünü taşımakla ilişkilendirilen bir bölge olarak kabul edilir. Sürekli stres, kaygı ya da duygusal yük taşıyan bir kişi, sırtında ağrılar hissedebilir. Ayrıca, sürekli bir öfke duygusu içindeyseniz, bu durum karaciğer bölgesinde gerginlik ve sıkışma hissi yaratabilir. Kısacası, bedenimizin çeşitli yerleri duygusal durumlarımıza karşı birer “sensör” gibi çalışır ve ne kadar çok bastırırsak, o kadar fazla ağrı, hastalık ve rahatsızlık yaşayabiliriz.

Duygusal Farkındalık ve İyileşme Süreci

Bu noktada, duygularımızın bedenimize nasıl yansıdığına dair farkındalık geliştirmek oldukça önemlidir. Bedenin verdiği sinyalleri anlamak ve onlara doğru şekilde tepki vermek, sağlığımızı iyileştirmemize yardımcı olabilir. Duygularımızı tanımak, onlarla yüzleşmek ve gerektiğinde bu duyguları ifade etmek, bedensel sağlık üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.

Öncelikle, bedenimizi dinlemeyi öğrenmeliyiz. Fiziksel rahatsızlıklar hissettiğimizde, bu rahatsızlıkların duygusal bir kökeni olup olmadığını sorgulamalıyız. Örneğin, aşırı gergin hissettiğimizde omuzlarımızda bir sıkışma olduğunu fark edebiliriz. Bu durumda, stresle başa çıkmak, rahatlama tekniklerini uygulamak ve duygusal yükleri sağlıklı bir şekilde boşaltmak çok önemli olabilir.

Duygusal farkındalığı artırmanın yollarından biri meditasyon ve yoga gibi zihin-beden-ruh bütünlüğünü sağlayan uygulamalardan geçer. Bu tür uygulamalar, bedenin ve zihnin birbirini daha iyi anlamasına yardımcı olabilir.

Ayrıca bedeninizde bir yoğunluk hissettiğinizde “Bedenim bana burada ne söylüyorsun ben burada neyin farkındalığını yaşıyorum?” diyerek sorun.  O an hissettiğiniz duygularla bedensel tepkileri birleştirin ve bunları not alın.

Örneğin her birini tanımlayın; kıskançlık, kızgınlık, suçluluk, öfke, hayal kırıklığı, pişmanlık vb... Sonra onların içine girmeden, önünüzden akıp geçmesine izin verin. Ve bedeninizdeki birçok yoğunluğun nasıl hafiflediğini fark edebileceksiniz. Unutmayın ki her bir duyum, duygusal dünyanı daha iyi tanımanın bir yoludur.

Sonuç olarak; bedenimiz ve zihnimiz arasında güçlü bir ilişki vardır. Duygusal olarak bastırdığımız, fark etmediğimiz ya da görmezden geldiğimiz her duygu, bir süre sonra bedenimizde kendini gösterebilir.

Bu nedenle, duygusal sağlığımıza önem vererek bedenimizle olan bağlantımızı güçlendirmeliyiz. Duygusal farkındalık, hem zihinsel hem de fiziksel sağlığımızı iyileştirecek ve bizi daha dengeli bir yaşam sürmeye yönlendirecektir. Bedenimizin verdiği sinyalleri dikkate alarak, duygusal yükleri serbest bırakmak, sağlıklı bir hayatın kapılarını aralayabilir.

Yazarın Diğer Yazıları
Duygusal açlık: Bedenin sessiz çığlığı
Yazının Devamı
Suyun spiritüel ve sağlık üzerindeki etkileri
Yazının Devamı