Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

Bu iş sandığından büyük” kampanyası başlıyor

Günümüzde küresel bir salgın olarak nitelendirilen obezitenin, irade eksikliği ile açıklanabilecek basit bir yapıda olmadığı, aksine birçok faktörden etkilenen kronik bir hastalık olarak bireylerin bir hekim desteği ile baş edebilecekleri bir durum olduğuna vurgu yapılıyor.

Novo Nordisk’in öncülüğünde başlatılan, “Bu İş Sandığından Büyük” kampanyası da toplumun obezite ile ilgili yanlış algılarını yok etmeyi, obezitenin bir hastalık olduğuna vurgu yapmayı ve bireylerin bu konuda doğru bilgiye ulaşmalarına destek olmayı hedefliyor.

Küresel bir salgın olarak görülen obezite, bireylerin hayatından ülke ekonomilerine kadar geniş çaplı etkileri olan bir hastalık. Uzmanlar, 2035 yılında dünya nüfusunun yarısını etkilemesi beklenen fazla kilo ve obezite ile mücadelede hekim desteği almanın önemini vurguluyor.

“Bu İş Sandığından Büyük” kampanyası, obezitenin geleceğini değiştirmede toplumsal farkındalığı artırmanın önemine dikkat çekmeyi odağına alıyor.

Gazeteci ve sunucu Mirgün Cabas’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen  “Bu İş Sandığından Büyük” kampanyasının tanıtım toplantısına katılan Novo Nordisk Türkiye Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Jens Pii Olesen, Novo Nordisk Türkiye Klinik, Medikal ve Ruhsatlandırma Kıdemli Direktörü Dr. Ömer Buğra Bahadır, Novo Nordisk Türkiye Pazara Erişim ve Kurumsal İlişkiler Kıdemli Direktörü Esra Gökşen ve kampanyada uzman desteği sağlayan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sinem Kıyıcı, obezite hastalığını çeşitli boyutları ile ele alarak kampanyanın hedefleri ile ilgili açıklamalar yaptı.

OLESEN: “OBEZİTE YÜZYILIN YENİ SALGINI OLARAK GÖRÜLÜYOR”

2035 yılına kadar dünya nüfusunun yarısının obeziteli ve fazla kilolu olacağının öngörüldüğünü belirten Novo Nordisk Türkiye Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Jens Pii Olesen, Türkiye’de ise günümüzde 20 milyondan fazla yetişkinin obeziteli olduğuna vurgu yaptı.

Olesen, sözlerine şöyle devam etti: “Obezite, 30 kg/m2 veya daha yüksek VKİ (Vücut Kütle İndeksi) olarak sınıflanan ve fizyolojik, psikolojik, çevresel, sosyoekonomik ve genetik faktörler dahil pek çok faktörden etkilenen ilerleyici ve ciddi bir kronik hastalıktır. Ancak obezite bu kısa tanımdan çok daha fazlasıdır ve çözümü için uzun bir süreç gerekmektedir.

Peki, obeziteyi neden salgın olarak nitelendiriyoruz? Yapılan araştırmalar sonucu 2025 yılına kadar tüm dünyada, 241 milyonu çocuk ve adolesan olmak üzere, 1 milyardan fazla kişinin obeziteden etkileneceği tahmin ediliyor.”

BAHADIR: “TÜRKİYE’DE OBEZİTELİ BİREYLERİN SADECE %57’Sİ KRONİK BİR HASTALIĞA SAHİP OLDUĞUNUN FARKINDA”

Obezite riskinin Türkiye’deki boyutlarına dikkat çeken Novo Nordisk Türkiye Klinik, Medikal ve Ruhsatlandırma Kıdemli Direktörü Dr. Ömer Buğra Bahadır ise şunları söyledi:

“Yapılan çalışmalar, bugün tüm dünyada yaklaşık 813 milyon yetişkinin obezite gerçeği ile yaşadığını gözler önüne serdi. Türkiye’deki tablo da ne yazık ki hiç iç açıcı değil. Türkiye’de her 3 yetişkinden 1’i obeziteli, 1’i ise fazla kilolu. Ve ne yazık ki yine bu verilere göre, Avrupa sıralamasında birinci sırada yer alıyoruz.

IPSOS’un 2023 yılında Türkiye’de gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre; Fazla kilolu ve obeziteli kişilerde, obezitenin kronik bir hastalık olduğunun farkında olanların oranı sadece %57.

Bunun yanında, fazla kilolu ve obeziteli olduğunun farkında olmayan ancak “Farkında olsaydım bir hekime başvururdum” ifadesini kullananların oranı ise %26.

Herhangi bir sağlık sorunu nedeniyle doktora giden fazla kilolu ve obeziteli bireyler arasında, doktoruyla obezite hakkında konuşanların oranı da % 52 olduğu görüldü.”

GÖKŞEN: “OBEZİTE VE YAN HASTALIKLARININ TEDAVİ MALİYETİ, ÜLKEMİZDE TOPLAM SAĞLIK HİZMETLERİ MALİYETİNİN %11’İNDEN FAZLASINI KAPSIYOR”

Obezitenin bireylerin üzerinde yarattığı sağlık yüklerinin yanında ekonomik yükleri olduğunu da vurgulayan Novo Nordisk Türkiye Pazara Erişim ve Kurumsal İlişkiler Kıdemli Direktörü Esra Gökşen, “Obezite, birden çok faktörden etkilenen ve onlarca yan hastalığa ve komplikasyona neden olabilen komplike bir hastalıktır.

Bu komplike hastalığın bireyin üzerinde yarattığı sağlık yüklerinin yanında ekonomik yükleri de bulunmaktadır. Obezite ve sebep olduğu yan hastalıkların tedavi maliyeti, ülkemizde toplam sağlık hizmetleri maliyetinin %11’inden fazlasını ve SGK harcamalarının %15 kadarını kapsıyor” şeklinde konuştu.

OBEZİTE NEDEN BİR HASTALIK OLARAK GÖRÜLMELİDİR?

Toplantıda önemli bilgiler paylaşan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sinem Kıyıcı, obezite konusunda bireysel ve toplumsal bilinçlenmenin önemine dikkat çekti.

Prof. Dr. Kıyıcı, obezitenin sadece dış görünüşü etkileyen, kozmetik bir problem olmadığı ve iradesizlik sonucu ortaya çıkmadığı bilgilerinin altını çizdi. “Görülme sıklığı, gelişiminde rol oynayan çoklu etkenler ve bireylerde sebep olduğu psikolojik ve fiziksel yük göz önüne alındığında, obezitenin aslında sanıldığından daha büyük bir sağlık sorunu olduğunu söyleyebilirim” şeklinde konuşan Prof. Dr. Kıyıcı, sözlerine şöyle devam etti:

“Kronik bir hastalığın belirti ve bulgularına sahip olması, vücudun bazı fonksiyonlarının normal işleyişinde bozulmaya neden olarak birçok yandaş hastalığı tetiklemesi ve organ hasarına neden olması, obezitenin kronik bir hastalık olarak değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor.”

 

OBEZİTEYİ TETİKLEYEN FAKTÖRLER NELER? PROF. DR. KIYICI: “TEDAVİDE MUTLAKA HEKİM DESTEĞİ ALINMALI”

Peki, obeziteyi tetikleyebilen faktörler neler? Prof. Kıyıcı konu ile ilgili şunları söyledi: “Obezitenin ortaya çıkmasında; yaş, cinsiyet, aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsiz bir yaşam tarzı, hormonal ve metabolik faktörler, genetik faktörler, sigara ve alkol kullanımı, bazı ilaçlar, ekonomik ve sosyo-kültürel faktörler ve psikolojik problemler gibi etkenleri sayabilirim.”

Bu karmaşık etkenlerin yanında sebep olduğu yan hastalıklar nedeniyle obezitenin önemli bir sağlık yükü oluşturduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Kıyıcı, “Obezite; insülin direnci, tip 2 diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, kalp ve damar hastalıkları, kireçlenme gibi eklem hastalıkları, solunum ve sindirim sistemi hastalıkları, bazı kanser türleri, depresyon gibi pek çok sağlık sorununu tetikleyen ciddi bir hastalıktır. Bu nedenle de tedavi sürecinde mutlaka hekim desteği alınmasını gerektirir” dedi. (HABER MERKEZİ)