Vücudumuzun en hayati organlarından biri olan böbrekler, kanı süzerek zararlı maddeleri ve fazla sıvıyı uzaklaştırırken, aynı zamanda tansiyonun düzenlenmesi, kemik sağlığının korunması ve kan şekeri seviyelerinin kontrol edilmesi gibi kritik işlevleri yerine getirir. Ancak Türkiye’de milyonlarca insan böbrek hastalığıyla mücadele ettiğinin farkında bile değil. İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, böbrek sağlığı nı korumanın önemine dikkat çekerek, böbrek hastalıklarının belirtileri, risk faktörleri ve korunma yolları hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Kanı süzerek atık maddeleri ve aşırı sıvıyı idrar aracılığıyla uzaklaştıran yani bir nevi vücudumuzun arıtma sistemi gibi çalışan böbrekler, vücut kimyasının dengesini koruyarak organların ahenk içinde çalışmasını sağlar.
Böbreklerin vücudumuzun topyekûn sağlıklı bir şekilde ayakta kalabilmesi için hayati önem taşıdığını belirten İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, “Tansiyonu düzenleyen hormonlar böbreklerde üretilir, kalsiyum ve kemik metabolizmasını etkileyen D vitamini bu organlarda aktif hale gelir ve kan şekeri seviyesini kontrol eden insülin hormonunun fazlası yine burada yıkılır,” dedi.
Türkiye’de 7 buçuk milyon böbrek hastası olduğunu göz önünde bulundurarak bu organların zarar görmesinin pek çok sıkıntıyı beraberinde getirebileceğini vurgulayan Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, “Bu hastalarda kalp damar problemlerine de sık rastlanılır.
Böbreklerin yapısal ya da işlevsel bozuklukları; kanlı idrar, yüksek tansiyon, el-ayaklarda veya yüzde şişlik ya da uyuşma, bulantı-kusma, nefes darlığı, kaşıntı, uyku bozukluğu, halsizlik-güçsüzlük, iştahsızlık, kilo kaybı ve bilinçte bozulma gibi sağlık sorunları ile kendisini gösterir,” dedi.
Böbrek hastalıklarının çoğunun sinsi ilerlediğine dikkat Doç. Dr. Atasoyu, “Bu hastalıklar genellikle ileri evrelerde belirti verir. O nedenle; diyabetliler, hipertansiyon gibi kronik hastalıklara sahip kişiler, ailesinde böbrek hastalığı bulunanlar, romatolojik hastalıkları olan bireyler, onkolojik sorunlar nedeniyle tedavi gören hastalar, hemen her gün ağrı kesici kullananlar, böbrek taşı bulunanlar, prostat sorunu yaşayanlar, fazla kilolular ve yaşı 65 ya da üstünde olanlar herhangi bir şikâyeti olmasa bile böbrekleriyle ilgili kontrollerini sıkı tutmalı,” açıklamasında bulundu.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde böbreklerde sorun yaratan başlıca 3 hastalığın diyabet, hipertansiyon ve glomerulonefritler olarak sıralandığını açıklayan Doç. Dr. Atasoyu, “Bu hastalıkların tanısı için kan ve idrar tahlillerinin yanı sıra ultrasonografi veya bilgisayarlı tomografi gibi radyolojik incelemeler ve nadir de olsa böbrek biyopsisi yapılır,” dedi.
Böbreklerin ileri derecede zarar görmesi sonucu diyaliz tedavisine başvurulduğunu söyleyen Atasoyu, “Biriken atık maddeler ve fazla sıvı bu cihaz sayesinde vücuttan atılır. Ancak bu yöntem genellikle kronik böbrek hastalığının beşinci evresinde gündeme gelir.
Türkiye’de diyalize giren ya da böbrek nakliyle yaşamını sürdüren yaklaşık 62 bin, diyalize girmese de 7 buçuk milyon böbrek hastasının olduğu biliniyor. Buradaki önemli nokta pek çoğunun bu durumun farkında bile olmaması,” şeklinde konuştu.
İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, böbrek sağlığı için dikkat edilmesi gerekenleri paylaştı.