Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

Asperger sendromu hakkında yanlışlar ve doğrular…

18 Şubat Dünya Asperger Günü kapsamında açıklama yapan Ergoterapist Emrullah Harun Kaya, “Asperger sendromu nun erken teşhis edilmesi bireyin sosyal, duygusal ve akademik gelişiminde kritik bir rol oynar,” dedi. 

Asperger sendromu hakkında yanlışlar ve doğrular…Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Ergoterapisti Emrullah Harun Kaya, 18 Şubat Dünya Asperger Günü kapsamında, Asperger sendromu hakkında açıklamalarda bulundu.

Asperger sendromunun, otizm spektrum bozuklukları içinde yer alan bir nörogelişimsel bozukluk olarak bilindiğini ifade eden Ergoterapist Emrullah Harun Kaya, “Bu sendrom özellikle sosyal etkileşimde güçlükler ve sınırlı ilgi alanlarına sahip olma ile karakteridir,” dedi.

Asperger sendromunun sosyal etkileşim zorlukları, tekrarlayan hareketler ve sınırlı ilgi alanları, dil gelişimi ile motor becerilerde zorluklar gibi temel özellikleri olduğuna dikkat çeken Kaya, “Asperger sendromlu bireyler, yüz ifadeleri, vücut dili, göz teması gibi sosyal ipuçlarını anlamada zorluk yaşayabilirler. Empati gösterme ve sosyal ilişkiler kurma konusunda sıkıntılar yaşayabilirler. Belirli bir konuya aşırı ilgi duyabilirler.

Bu ilgi, bazen yoğun bir şekilde belirli bir alan üzerinde derinleşebilir. Bu bir bilim dalı veya hobi olabilir. Asperger sendromlu bireyler genellikle normal dil gelişimine sahiptir. Ancak sosyal dil kullanımı ve ifadeleri konusunda zorluk yaşayabilirler. Yazı yazmak, küçük nesneleri tutmak gibi ince motor becerilerinde zorluklar görülebilir. Ayrıca kaba motor becerilerinde, motor planlama alanlarında ve denge koordinasyonunda da sorunlar görülebilir,” şeklinde konuştu.

TANI VE TEDAVİ MULTİDİSİPLİNER BİR YAKLAŞIMLA İLERLİYOR…

Asperger sendromu nun erken teşhis edilmesinin bireyin sosyal, duygusal ve akademik gelişiminde kritik bir rol oynadığına vurgu yapan Ergoterapist Emrullah Harun Kaya, “Tanı konulduktan sonra, bireyin bağımsızlığını desteklemek amacıyla uygun bireyselleştirilmiş eğitimler, terapiler ve destek planları geliştirilmelidir. Multidisipliner bir yaklaşım, tanı ve tedavinin kapsamını genişletir.” dedi.

Multidisipliner ekip içerisinde nörologlar, psikiyatristler, psikologlar, özel eğitim öğretmenleri, dil ve konuşma terapistleri, ergoterapistler, fiziksel aktivite ve hareket eğitim öğretmenlerinin aileler ile iş birliği içinde çalışmalarının gelişim açısından çok önemli olduğunu aktaran Kaya şöyle devam etti:

“Tanı koyma sürecinde birey, psikiyatristler tarafından kapsamlı bir değerlendirmeye alınır. Tanı koyma süreci bireyin gelişimsel öyküsünün detaylı olarak incelenmesi, gözlem ve klinik değerlendirmelerin yapılması ile başlar. Bunun yanında bireyin ihtiyaçları doğrultusunda nöropsikolojik testler, standartlaştırılmış değerlendirme ölçekleri ve biyolojik tetkikler gibi çeşitli tanı araçları kullanılır.”

TEDAVİYLE, BİREYİN YAŞAM KALİTESİNİN EN ÜST DÜZEYE ÇIKARILMASI HEDEFLENİYOR

Tanı kesinleştikten sonra, oluşturulan multidisipliner tedavi planında uzmanların bireyin ihtiyaçlarını gözettiğini dile getiren Ergoterapist Emrullah Harun Kaya, “Ergoterapistler, duyusal entegrasyon, ince motor becerileri ve günlük yaşam aktiviteler konusundaki ihtiyaçlarını değerlendirir ve müdahale planı oluşturur.

Özel eğitim öğretmenleri bilişsel, akademik ve sosyal becerilerin destekleyici bireyselleştirilmiş eğitim planlarını geliştirir. Fiziksel aktivite ve hareket eğitim öğretmeni, motor koordinasyonu, denge koordinasyon ve genel fiziksel gelişimini destekleyici hareket temelli müdahaleler yapar. Dil ve konuşma terapisti, bireyin sözel ve sözel olmayan iletişim becerilerini geliştirmek için bireyselleştirilmiş terapi programı hazırlar.

Klinik psikologlar, bireyin duygusal düzenleme, anksiyete yönetimi ve sosyal etkileşim becerilerini güçlendirmek amacıyla kanıta dayalı psikoterapötik yaklaşımlar uygular. Bu şekilde bireyin yaşam kalitesi artırılarak sosyal, akademik ve günlük yaşamda işlevselliğini en üst düzeye çıkarmaya yönelik kapsamlı bir destek sağlanır.” açıklamasını yaptı.

ASPERGER SENDROMU HAKKINDA YANLIŞLAR VE DOĞRULAR…

Asperger sendromu hakkında yaygın yanlış inanışlar olduğuna değinen Ergoterapist Emrullah Harun Kaya, bu yanlış inanışları ve doğruları şöyle aktardı:

Yanlış: Asperger sendromu olan herkes otistiktir.

Doğru: Asperger sendromu, otizm spektrumunun bir parçasıdır ancak klasik otizmden farklı özellikler gösterir.

Yanlış: Asperger sendromu olan bireyler sosyal becerilerden tamamen yoksundur.

Doğru: Asperger sendromlu bireyler sosyal etkileşimde zorluk yaşayabilir, ancak bu herkes için aynı değildir. Bazıları sosyal ilişkilerde oldukça başarılı olabilir.

Yanlış: Asperger sendromlu bireyler duygusal olarak soğuk ve ilgisizdir.

Doğru: Asperger sendromlu bireyler duygusal olarak derin ve samimi olabilir, ancak duygularını toplumun alıştığı şekilde ifade etmekte zorlanabilirler. Duygusal ipuçlarını anlamakta güçlük çekebilirler ancak bu, duygusuz oldukları anlamına gelmez.

Yanlış: Asperger sendromu olan bireyler hep aynı davranışları sergiler.

Doğru: Asperger sendromu çok geniş bir yelpazeye sahiptir. Aynı tanıyı almış bireyler bile farklı özellikler gösterebilir. Kişinin ilgi alanları, davranışları ve sosyal becerileri bireyseldir.

Yanlış: Asperger sendromu bir hastalık değil, sadece bir davranış bozukluğudur.

Doğru: Asperger sendromu, beynin gelişimsel bir farkıdır ve nörogelişimsel bir durum olarak kabul edilir. Kişinin zekâsını veya potansiyelini sınırlamaz, ancak sosyal, duygusal ve davranışsal anlamda bazı farklılıklara yol açabilir.”

ASPERGER SENDROMLU BİREYLER GÜÇLÜ YETENEKLERE SAHİP OLABİLİYOR!

Asperger sendromu olan bireylerin genellikle toplumsal normların ve geleneksel öğrenme yöntemlerinin dışına çıkabilen yetenekleri olabildiğini dile getiren Ergoterapist Emrullah Harun Kaya, “Bazen farklı bir bakış açısına sahip olabilirler ve problemleri farklı şekillerde çözebilirler.” dedi.

Kaya, Asperger sendromu olan bireylerin bazı güçlü yanlarını ise şöyle sıraladı:

“Detaylara dikkat ederler, küçük ayrıntıları gözden kaçırmadan derinlemesine incelerler. Bir konu hakkında yoğun ilgi ve bilgi sahibi olabilirler. Problemleri sistematik ve mantıklı şekilde çözme yetenekleri vardır. Hedeflerine ulaşmak amacıyla karşılarına çıkan engellere rağmen ısrarcı olabilirler.

Asperger sendromlu bireyler duyusal dünyayı bazen farklı algılayabilirler.  Çevresel değişikliklere karşı daha duyarlı olabilirler. Karmaşık sistemleri analiz etme, kategorize etme ve düzenleme becerileri oldukça gelişmiştir. Sistematik düşünce tarzları sayesinde problem çözme süreçlerinde fark yaratabilirler.

Tekrarlayan görevlerde motivasyonlarını kaybetmeden uzun süre çalışabilirler. Bu özellik, özellikle üretim süreçleri, veri analizi veya teknik işler gibi alanlarda avantaj sağlar.”

TOPLUMDA HOŞGÖRÜ VE ANLAYIŞ GELİŞTİRİLMELİ

Asperger sendromlu bireylerin toplumsal entegrasyonunu ve ikili ilişkilerindeki etkileşimlerini artırmak için, açık ve doğrudan iletişim, empatik bir yaklaşım ve sosyal beceri eğitimleri önerildiğini ifade eden Ergoterapist Emrullah Harun Kaya, “Bu bireylerin sosyal becerilerini geliştirmek için yapılandırılmış eğitimler, göz teması kurma, uygun tepki ve sıra ile konuşa gibi becerileri öğretir. Ayrıca ilgi alanlarına dayalı gruplar oluşturmak, doğal ve rahat bir şekilde sosyal etkileşimde bulunmalarını sağlar,” dedi.

Toplum içerisinde Asperger sendromu ile ilgili farkındalık sağlayıp hoşgörüyü ve anlayışı geliştirerek bu bireylerin entegrasyonunun desteklenebileceğini de dile getiren Kaya, “Bu bireylerin duyusal hassasiyetlerini ön planda tutarak çevresel düzenlemeler yapmak, kaygılarını azaltarak sosyal katılımı artırabilir. Bu yaklaşımlarla birlikte hem ikili ilişkilerde hem de toplumda daha uyumlu ve etkin bir şekilde yer almalarına yardımcı olunabilir,” diyerek sözlerini tamamladı.