INVAMED açıklamasına göre, carisler, toplumda sıkça görülen önemli bir halk sağlığı sorunu olarak biliniyor. Bir dolaşım sorunu olan varisler, genellikle bacaklarda şişlik, kramp, ağrı ve estetik kaygılara neden oluyor.
Varis oluşumundaki sebepler arasında, genetik yatkınlık, aşırı kilo, hareketsiz bir yaşam tarzı, gebelik ve uzun süre ayakta kalma gibi nedenler gösteriliyor. Bireyin yaşam kalitesini giderek bozan varislerin tedavisi için birçok seçenek bulunmasına rağmen bazı durumlarda etkili sonuçlar elde etmek zor olabiliyor. Diğer taraftan kateter kılavuzlu siyanoakrilat yapışkan kapatma sistemi, son yıllarda varis tedavisinde kullanılan popüler bir strateji oldu.
Bu temelde geliştirilen VenaBLOCK, varis (venöz yetmezlik) tedavisinde devrim niteliğinde bir ürün olarak gösteriliyor. Daha önce görülmemiş bir hassasiyetle ve minimum invazivlikle çalışarak hastalara büyük bir rahatlama sağlayan VenaBLOCK, minimal invaziv bir tedavi yöntemi olarak bilinen endovenöz (damar içi) tedaviye dayanan bir prosedür olarak öne çıkıyor. Bu prosedür, özellikle büyük ve kıvrımlı varislerin tedavisinde etkili bir seçenek olarak değerlendiriliyor. VenaBLOCK, ultrason eşliğinde varisli damarın içine bir kateter yerleştirilerek uygulanıyor ve bu kateter vasıtasıyla varisin duvarına yapışkan özellikte olan siyanoakrilat çözeltisi enjekte edilerek varisin bloke olması sağlanıyor. Bu çözelti, varisli damarın iç yüzeyine yapışarak damarın daralmasını ve sonunda kapanmasını sağlıyor. İşlem süresi 10-15 dakika olurken, hastanın 1 saat içerisinde taburcu edilmesi ve normal yaşantısına dönmesine imkan tanınıyor.
Varis tedavisi nde yüzde 98 gibi bir başarı oranı ile kalıcı bir çözüm sunan VenaBLOCK, doktorlar için kullanıcı dostu olurken, hastalar için de acısız, ağrısız ve konforlu bir tedavi seçeneği olarak öne çıkıyor.
Minimal invaziv yöntem, cerrahi müdahale veya girişimlerde kullanılan daha az invaziv, yani daha az doku hasarı ve daha az cerrahi kesinin gerektiği bir yaklaşımı ifade ediyor. Bu yöntemler, geleneksel cerrahi tekniklere kıyasla daha küçük kesiler, iğneler veya endoskopik aletler gibi daha az invaziv araçlar kullanarak gerçekleştiriliyor. Minimal invaziv yöntemler, hastaların daha hızlı iyileşme süreleri, daha az ağrı, daha az kan kaybı, daha az yara izi gibi avantajlar sağlıyor.
Minimal invaziv yöntem ile yapılan tedavilerde, işlem sonrası elastik bandaj ve varis çorabı kullanımına gerek duyulmadığı gibi, anestezi olmadan yapılan işlemde acı, ağrı ya da iz kalma durumu da söz konusu olmuyor. Varis tedavisinde gelinen son nokta olarak bilinen VenaBLOCK tedavisinde, hastalar işlem sonrasında günlük yaşam aktivitelerine ara vermeden devam edebiliyor.
Dünyada “Turkish Glue” olarak da bilinen VenaBLOCK sadece Türkiye’de değil, aynı zamanda 80 ülkede sağlık otoritelerince kullanılıyor. Türk bilim insanları tarafından INVAMED laboratuvarlarından geliştirilen ve üretilen VenaBLOCK 80’den fazla ülkeye ihraç ediliyor.
Konvansiyonel varis tedavilerinde genellikle kış veya ilkbahar aylarında gerçekleştirilmesi yönünde bir alışkanlık olsa da VenaBLOCK, bu mevsimsel sınırlamaları ortadan kaldırıyor ve hastalara yaz veya kış aylarında tedavi olabilme esnekliği sunuyor. AA
