Boy uzatma ameliyatıyla ilgili olarak birçok aile, çocuklarının boyunun uzaması konusunda endişe duyabiliyor. Ancak, bu konuda dikkatli olmak ve doğru bilgiye ulaşmak önemlidir. “Akranlarına göre daha mı yavaş büyüyor?”, “Genetik olarak kısa mı kalacak?” “Bizim ailede herkes kısa boylu ama çocuğumun da kısa kalmasını istemiyorum.” Bu ve benzeri düşüncelerle birçok anne baba, çocuğunun boyunun uzamasına yönelik araştırmalar yapıyor.
Kimileri doktora danışırken kimileri ise yanlış besin takviyeleri ile hatalı ve zorlayıcı egzersizlere yönelebiliyor, yanıltıcı bilgileri uygulayabiliyorlar. Ancak dikkat! Acıbadem Taksim Hastanesi’nden Çocuk Ortopedisi Uzmanı Doç. Dr. Barış Görgün, bilinçsiz uygulamaların çocukların fiziksel gelişimine zarar verebileceğini vurguluyor.
Ehil ellerde ve uygun adaylar için yapıldığında boy uzatma ameliyatının olumlu sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor. İşte, bu konuda en sık sorulan 7 sorunun cevapları ve önemli uyarılar:
CEVAP: Tıbbi amaçlı gerçekleştirilen boy uzatma işlemlerinde herhangi bir yaş sınırı bulunmamaktadır. Kozmetik amaçlı yapılan boy uzatma işlemleri ise yalnızca 18 yaşından sonra tercih edilebilmektedir. Her vaka bireysel olarak değerlendirilmelidir. Uygunluğa karar verirken fiziksel muayene ile birlikte radyolojik yöntemler de kararımızı etkilemektedir.
CEVAP: Boy uzatma ameliyatı, bacaklar arasında uzunluk farkı olan çocuklarda uygulanabileceği gibi ciddi boy kısalığına neden olan hastalıklarda veya doğuştan gelen ya da travma sonrası oluşan deformitelerin düzeltilmesinde de tercih edilebilir.
Ayrıca çeşitli sebeplerden dolayı kısa boylu olduğunu düşünen yetişkinlere de kozmetik nedenlerle bu cerrahi işlem yapılabilmektedir. Akondroplazi (doğuştan cücelik) gibi genetik sendromlar, bacak uzunluk farkları, doğuştan gelen kemik gelişim bozuklukları ve travma sonrası oluşan kemik kısalıkları gibi durumlarda boy uzatma ameliyatı yapılabilir.
CEVAP: Çocuk Ortopedisi Uzmanı Doç. Dr. Barış Görgün “Ameliyat sonrası günde ortalama 1 mm’lik bir uzatma sağlayacak şekilde toplamda yaklaşık 5-8 cm’ye kadar boy uzaması beklenir. Bu miktar; hastanın yaşına, kemik yapısına ve diğer bireysel faktörlere bağlı olarak değişebilir. Şayet daha yüksek bir miktarda uzatma hedefleniyorsa bu işlem birden fazla cerrahi seans ile mümkün olabilmektedir” diyor.
CEVAP: Boy uzatma ameliyatı kemiklerin cerrahi müdahale ile uzatılması işlemidir. Bu işlem, kemiğe uygulanan özel cihazlar ve teknikler kullanılarak gerçekleştirilir. Boy uzatma cerrahisinde; bireyin kemik kalınlığına, kemik yapısına ve sağlık durumuna bakılarak en az riskle uzatılabilecek miktar ve yöntem seçilir.
Bu cerrahilerde geleneksel olarak kemiğe dışarıdan uygulanan ve ameliyat sonrasında cildin dışından da görülebilen cihazlar kullanılabildiği gibi, son yıllarda tamamı kemik içerisinde bulunan ve uzaktan kumanda ile kontrol edilebilen cihazlar da kullanılmaya başlanmıştır.
CEVAP: Doç. Dr. Barış Görgün “Boy uzatma ameliyatlarının başarı oranı yüksektir. Ancak başarı oranı; hastanın genel sağlık durumuna, tedaviye uyum sürecine ve ameliyat sonrası bakımında gerekli kurallara dikkat etmesi ile doğrudan ilişkilidir.
Doğuştan kısa uzuvlu bir hastamızın ameliyat sonrası yüzme şampiyonu olması bizi gururlandırmıştı. Yine, cücelik (akondroplazi) tanılı bir çocuk hastamız sosyal yaşama adapte olamıyordu. Asansör düğmelerine boyu yetişmiyor, okulda sınıf veya tuvaletin kapısına boyu yetişmiyordu. Günlük yaşamını kolaylaştırmak amacı ile yaptığımız boy uzatma cerrahisi ile erişebilirliği arttı” diyor.
CEVAP: Ameliyat sonrası bakım; düzenli pansuman, fizik tedavi ve doktor kontrollerini içerir. Ayrıca, enfeksiyon riskine karşı dikkatli olunmalı ve doktorun tüm talimatlarına uyulmalıdır.
CEVAP: İyileşme sürecinin bireysel farklılıklar gösterdiğini ve genellikle 6-12 hafta arasında sürdüğünü belirten Doç. Dr. Görgün “Bu süre, boyu uzatma miktarına bağlı olarak değişmekle birlikte süreç boyunca fizik tedavi desteği ve düzenli hekim takibi gerektiği unutulmamalıdır.
İyileşme süreci tamamlandıktan sonra çocuklar normal aktivitelerine dönebilirler. Ancak spor ve yoğun fiziksel aktivitelere hekim kontrolünde başlanmalıdır” diyor. (HABER MERKEZİ)