Çoğu zaman belirti vermeyen ve rutin göz muayenelerinde teşhisi konulabilen göz tansiyonu (glokom), uygun zamanda tedaviye başlanmadığı takdirde kalıcı görme kaybına neden olabiliyor. Dünyada 284 milyon kişi görme engeli yaşıyorken, 1 milyon 39 binden fazlası Türkiye’de bulunuyor.
Glokom ya da bilinen adı ile göz tansiyonu, gözün arkasındaki gözü beyne bağlayan optik sinire zarar vererek görme kaybına neden olan ve tedavi edilmediğinde körlüğe kadar gidebilen göz hastalığıdır. Göz tansiyonu hastalığı bulunanların yarısı bu hastalıklarının farkında değildir. Dünya genelinde yaklaşık 284 milyon kişinin görme engelli olduğu biliniyor. 2021 yılında yapılan istatistiklere göre, görme engellilerden 1 milyon 39 bini Türkiye’de.
Her yıl ocak ayının ikinci haftasının “Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası” olarak kutlanıldığını söyleyen Diyarbakır Memorial Hastanesinde görevli Op. Dr. Belgin Ekmekçiler, görme engelli vatandaşların yüzde 60’ının 65 yaş ve üzeri olduğunu belirtti.
Özellikle çocuklarda göz tansiyonu ve katarak hastalığının çok görüldüğünü ifade eden Op. Dr. Emekçiler, “Özellikle çocuklarda göz tansiyonu ve katarak en sık gördüğümüz hastalıklar grubudur. Zaten Sağlık Bakanlığımız da ilk iki ayda bütün çocukların göz muayenelerini aile hekimliğinde mecburi kıldı. O yüzden aile hekimleri önce bebekleri muayene eder. Herhangi bir sıkıntı görülürse mutlaka bize yönlendiriyorlar. Mutlaka aile hekimi göz doktoruna yönlendirdiyse çocukları bize muayeneye getirmelerini tavsiye ediyoruz. Gerçekten çocukluk körlüğü bizim için çok sıkıntılı bir şeydir. Orta yaş grubundaysa en çok kazaları görüyoruz. Hasta çok basit bir koruyucu gözlükle kurtulabilir. Bizim açımızdan en sık göz hastalığı rastlanan yaşlılardır” dedi.
Göz hastalıklarında erken tanının önemine değinen Ekmekçiler, şunları kaydetti:
“Özellikle 65 yaş üstünde katarak, göz tansiyonu, sarı nokta ve şeker hastalıklarında görüyoruz. Katarak artık bizim açımızdan çok basit bir ameliyat oldu. 15-20 dakikada işlem yapıp eski görmelerini sağlıyoruz. Ama bir katarak hastası çok geç kalırsa komplikasyon riskleri bizim açımızdan çok artıyor. Göz tansiyonuysa bizim en çok korktuğumuz hastalıklardan biridir. Çünkü hiçbir bulgu vermiyor. Göz tansiyonu çok sinsi bir hastalıktır. Ancak bir göz kaybedildiği zaman farkına varılıyor. Tedavisi de çok kolay. Bir iki ilaçla hastaların ameliyatsız iyileşmelerini sağlayabiliyoruz. Sarı nokta hastalığıysa son yıllarda oldukça arttı. 5 yaşlıdan birinde bu hastalığı görüyoruz. Sarı nokta hastalarında da biz yine erken tanıyla takiplerini yapıp tedaviye alıyoruz.” (İHA)